Nazımiye Adının Kökeni
Tunceli’nin ilçesi. Önceleri burada varlığı bilinen bir kiliseden dolayı Kızılkilise deniyordu. Bir ara Kışla adıyla da anılan bu kasabada eski bir kışla binası bulunuyordu. Bu kışla binası. 1949 yılında Malatya Akçadağ Köy Enstitüsü’ne bağlı olarak organize edilen Kız Tatbikat Okulu’na tahsis edilmişti. Kasaba, sonraları Nazımiye adıyla anılmaya başlanmıştır. 1877 yılında kaza statüsü verilen Kızılkilise, 1892 Devlet Salnamesi’ne göre tekrar sancak haline getirilip Mamuret’ül-Aziz Vilayeti’ne tabi tutulan Dersim’e bağlıydı. 1892 yılında da henüz Nazımiye adının kullanılmadığı belirlenmektedir. Bu tarihlerden sonraki kayıtlarda ise Nazımiye adının geçtiği görülmektedir. 1895 yılında Dedeağaç Mutasarrıfı Rauf Bey’in Mamuret’ül-Aziz valiliğine getirilmesinden bir yıl sonra 1896 yılında 2193 sayılı bir İrade-i Senniye ile Dersim vilayet olmaktan çıkarılmış ve Kızılkilise’ye Nazımiye adı verilmiştir. Böylece. Nazımiye de Mamuret’ül-Aziz’e bağlanmıştır (Bkz. Pars Tuğlacı, Osmanlı Şehirleri, Milliyet yay., 1985, İstanbul, s.232). Harput, Abdülaziz zamanında Diyarbekir Vilayeti’nden alınarak bağımsız bir vilayet haline getirildi. Dersim de bir süre vilayet halinde tutulduktan sonra, tekrar sancak haline getirilerek, Mamuret’ül Aziz Vilayetine bağlandı. Dersim’in bir kazası olan Kızılkilise‘ye verilen Nazımiye adı Sultan Abdülaziz’in kızı Nazime Sultan‘a izafeten verilmiş olduğu akla gelmekle birlikte bu konuda kısa bir dönemi kapsayan bir belirsizliğin olduğu görülmektedir. Önceleri, bu yer adını 1912-1913’teki Balkan Harbi sırasında Harbiye Nazırı olan Nazım Paşa ile ilişkili sanıyordum. Oysa, sonraları Sultan Abdülaziz’in adı geçen kızıyla ilişkili olduğu yönünde birtakım duyumlar edindim. Osmanlı padişahlarının kızlarından iki Nazime Sultan adıyla karşılaşmaktayız. İlki Abdülmecid’in 1847 yılında doğan ve ancak beş gün yaşayabilen 22 kızından biri olan Nazime Sultan, diğeri de Sultan Abdülaziz’in ikinci eşi Hayrandil Kadın Efendi’den doğma Nazime Sultan‘dır. ikinci Nazime Sultan, 26 Şubat 1866 Perşembe gecesi saat 9’da Beşiktaş Sarayı nda doğmuştur. 1889 yılında İbrahim Paşa’nın oğlu Ali Halit Paşa ile evlenen Nazime Sultan, 25 Kasım 1895’te ölmüş ve Divanyolu’ndaki Sultan Mahmud’un türbesine gömülmüştür. Bu genç kadının erken ölümünün etkisi nedeniyle Dersim Sancağı’nın Kızılkilise kazasına Nazime Sultan‘a izafeten Nazımiye denmiş olabileceği bir varsayım olarak beliriyordu. Bir kısım resmi belge ve raporlarda bu tarihten itibaren Kızılkilise adının yanı sıra Nazımiye adının da kullanılmış olması böyle bir kanıya yol açmıştır. Nitekim, bu belgelerin bir kısmı Dersim’de idarecilik yapan kimselerin raporlarından ibarettir. 1908 yılında Kızılkilise‘de Kaymakamlık görevinde bulunan Balıkesirli Mehmed Vehbi Bolak, 7 Şubat 1911 (Rumi: 25 Kanunisani 1326; Hicri: 07. S. 1329) tarihinde Bab-ı Ali’ye gönderilen telgraf metninde, “Kızılkilise nâm-ı menhûsunun tahvîli hakkında ma’rûzât-ı sâbıkanın henüz eseri görülemedi. Lülfen menfa’at-i vatan nâmına is’âfına müsâ’ade buyurularak, tervîh-i mutallib için hâfîd-i nevzad-ı pâdişâhî Nazım Efendi nâmına ve bi’lâhire nisbet edilmesine delâlet-i vefîkadan devletleri merhametine, Fî 25 Kânûn-ı Sâni sene 326″ yazılmaktadır (Ayrıca bkz. M. Zülfü Yolga, Dersim Tarihi, 1994, Ankara, 94). Bu yazılı metinde kısaca, Kızılkilise denen “nâm-ı menhûs”un (uğursuz adın) değiştirilmesi hakkında daha önceki başvurunun henüz bir uygulaması görülmediğinden, lütfen ülke çıkan için padişahın yeni doğmuş olan torunu Nazım Efendi adına sonuç olarak adlandınlması yönünde bir talepte bulunulmaktadır. Daha önceki başvurunun hangi tarihte yapıldığı açıklanmamaktadır. Nazım Efendi ise Padişah Sultan V. Mehmed (Reşad)’ın oğlu Şehzade Mehmed Ziyaeddin Efendi’nin altıncı çocuğu ve büyük oğludur. Mehmed Ziyaeddin Efendi’nin doğan beş kızından sonra Nazım Efendi 22 Aralık 1910 (Hicri: 19 Zilhicce 1328; Rumi: 9.X. 1326) Perşembe günü doğmuştur. Bu doğumla padişah Sultan Mehmed Reşad ilk kez bir erkek torun sahibi oluyordu. Bu cümleden olarak yukarıda aktardığımız bir zamanlar Nazımiye Kaymakamı olan Balıkesirli Mehmed Vehbi Bolak’ın 7 Şubat 1911’de merkezi idareye gönderdiği bir yazı ile yeni doğan Nazım Efendi’nin adına istinaden Kızılkilise adının tamamen terk edilerek Nazımiye şekliyle ilişkilendirilmesi talep edilmekteydi. Bu nedenle, bu tarihten kısa bir sure sonra artık Kızılkilise adı kullanımdan kaldırılıyordu. Yukarıda sözü edilen Sultan Reşad’ın torunu Nazım Efendi, 1984 yılında vefat etti. Nazım Efendi’nin oğlu Cengiz ve kızı Ayşe, Ayşe’nin kızı Peri Kathleen ve oğlu Zekeriya adlarıyla bu soyun devam ettiğini gözlemlemekteyiz. Görülüyor ki, bu adın Nazım Paşa’dan önce kullanıldığı anlaşılmaktadır. İlk kez tarafımca gün ışığına çıkarılan ve 1985 yılında yayımladığım Tarihsel Değişim Sürecinde Tunceli (C. I, Ankara) adlı çalışmamda kaynak olarak kullandığım, 1930 sonrasında hazırlandığı anlaşılan “Dersim” adlı Dahiliye Vekâleti Jandarma Umum Kumandanlığı raporunun 63. sayfasında, Nazımiye adının Meşrutiyet döneminde kullanıldığı belirtilmekteyse de bunun I. Meşrutiyet (23 Aralık 1876-13 Şubat 1878) mi, yoksa II. Meşrutiyet (23 Temmuz 1908-21 Aralık 1918) döneminde mi olduğu belirtilmemiştir. Yukarıdaki bilgiler ışığında bu yeni adlandırmanın ikinci Meşrutiyet döneminde gerçekleştirildiği sonucuna varıyorum.
Bilal Aksoy
Munzur, Sayı:10 (2002/2)