Sivas Adı
Orta Anadolu’da bir kentin adı. Sivas adının Sebasteia adından dönüştüğü anlaşılmaktadır. Eski Yunanca sebasto (dinsel saygı, kutsallık) ve sebastos (yüce saygı) sözleri temel oluşturmaktadır. Bu sözcükler de Eski Yunanca sebo (kutsamak, tapmak, onurlandırmak, saygı göstermek) kök sözcüğüyle bağlantılıdır. Böylece Sebasteia (Eski Yunanca –ia : ‘yer, yurt’) , ‘kutsal yer’i ifade etmektedir. İS. II. yüzyılın ikinci yarısından itibaren eusebes (sadık) unvanının yanı sıra sebastos (dindar, kutsal) unvanı da kullanılmaya başlandı. Böyle bir adın Hıristiyanlık öncesi dönemden gelip gelmediği açıklığa kavuşmuş değildir. Bununla birlikte, Hıristiyanlığın yayılmasından sonra bu yerin metropolitlik merkezi olduğu bazı kaynaklarca açıklanmaktadır. Kentin bu adı almasında en önemli etken metropolitlik işlevi olabilir. Sebasteia (>Sivas), Roma İmparatorluğu süresince önemli bir kent olma özelliğini korurken, I.Armenia ve II.Armenia eyaletlerinin başkentiydi. 1021 yılında Ermeni prenslerinden Johan Senekerim bu kenti merkez edinerek saldırılardan korunmaya çalıştı. Sivas kenti tarih boyunca gelen geçen istilacı güçlerin acımasız ve korkunç kıyımlarına sahne olmuştur. Bizans, Selçuklu, Moğol, Osmanlı ve daha başka güçlerin zaman zaman kitle halinde kılıçtan geçirme, bağlanıp başlar aşağıya doğru olmak üzere diri diri toprağa gömme, kuyulara ya da çukurlara atıp yakma gibi kıyımlarına tanık olunmuştur. Moğolların bu kentte yaptığı bir kıyım örneği için bkz. Bilal Aksoy, Tarihsel Değişim Sürecinde Tunceli, C.I (1985 Ankara), s.138. Sivas adıyla kökensel ortaklığa sahip başka kentler ve yer adları bulunmaktadır. İstanbul’un Çatalca ilçesine bağlı Sivas, Nevşehir’in Gülşehir ilçesine bağlı Sivasa, Antalya’nın Gazipaşa ilçesine bağlı Sivastı, Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesine bağlı Sıvaskuruçay köyleri bu açıdan örneklenebilir. Açıkladığım bu köylerin adları değiştirilerek yeni adlar verilmiş. Bu arada, Uşak’ın bir ilçesi Sivaslı adını taşımaktadır. Ayrıca, Samsun’un Terme ilçesine bağlı Sivaslılar köyünü de unutmamak gerekir. Anadolu dışında Karadeniz’in kuzeyinde Sıvastopol kenti bulunmaktadır. Sıvastopol adındaki Sıvas ön eki ülkemizdeki Sivas adıyla aynı kökene dayanmaktadır. Pol son eki de tıpkı yine Karadeniz kuzeyindeki Simferopol, Stavropol, Nikopol, Melitopol adlarında olduğu gibi Rusçadaki pol (alan, kır, tarla) sözünden değil, Eski Yunanca polis (kent) sözünden kaynaklanmaktadır. Eski Yunanlılar, Sıvastopol kentine Sebastopolis (kutsal kent) diyorlardı. Ayrıca, Kuzey İspanya’da San Sebastian adlı kıyı kenti ve ABD’nin Kalifornia eyaletinde Sebastian vizcaiono koyu bulunmaktadır. Eski Yunanca sebastos, Latince augustus‘un karşılığıdır ve yukarıda da açıkladığım üzere ‘çok saygın, kutsal’ demektir. Bu söz aynı zamanda birçok imparatorun sanı idi. Böylece, tüm bu yer adlarının Eski Yunanca sebastos (ulu, kutsal, aziz, saygın, kutlu) sözünden kaynaklandığı bir kez daha doğrulanmaktadır. Sebasteion adlı yerler, Bizanslılar döneminde imparatorluğun inanç merkezleriydi. Buralarda imparatorların ve Hıristiyan azizlerinin portreleri ve heykelleri de bulunuyordu. Bu arada Ankara’nın, imparator Titus ve Domitianus dönemlerinde Sebaste adını taşıdığı, kentin bastığı paralar üzerindeki yazılardan anlaşılmaktadır. Tokat’ın Artova ilçesinin Sulusaray bucağı yerinde kurulu bulunan İlk Çağ kenti ile Küçük Asya’nın Karia bölgesinde bir başka kent Sebastopolis adlarını taşıyorlardı. Uşak’ın Sıvaslı ilçesi ise adını, günümüzdeki Sıvaslı‘nın yakınında bulunan Selçikler köyünün yerinde kurulmuş olan İlk Çağ kenti Sebaste‘den almaktadır. Bazı antik döneme ilişkin haritalar incelendiğinde Küçük Asya’da Hieropolis’in (bugünkü Pamukkale) kuzeyinde Sebaste adlı kentin varlığını belirlemekteyiz. Eski Yunanlılar günümüzdeki Gürcüstan’ın Suhum/Suhumi kentini Sebastopolis adıyla anıyorlardı. Ülkemizdeki Sivas kentinin adı, eski Sebastos‘un Sebast, Sebas ve b/v değişimi sonucu Sevas, Sıvas olarak ifade edilmesinden dönüşmüştür. Buna mukabil, yerel halk Sivas şeklinde telaffuz etmektedir. İstanbul‘un Istanbul, Sivas‘ın da Sıvas olarak telaffuz edilmesinin fonetik estetik açısından elzem olduğu kanısındayım.
Bilal Aksoy
10 Nisan 1992/Ankara