Hızırilyas

         Erzurum’un Horasan ilçesine bağlı bir köy adı. Ayrıca, Diyarbakır merkeze bağlı Hıdır İlyas köyünün adı Hızırilyas olarak değiştirildi. Bununla birlikte, Diyarbakır’ın eski merkez mahallelerinden olan Hızır İlyas Mahallesi Sur ilçesi sınırları içindedir. Yine Diyarbakır yöresinde Kani Hızır (Hızır Çeşmesi) gibi mevki adlarıyla da karşılaşılmaktadır. Bir başka Hızır İlyas Mahallesi de Burdur merkezde bulunmaktadır.  İstanbul Büyükada’daki Hızır İlyas Tepesi‘ne manzara izlemek için de çıkabilirsiniz. Aynı durum, Adapazarı için de geçerlidir. Orada da manzaralık bir konumda bulunan Hızır İlyas Tepesi vardır. Trabzon’da bir diğer adı Gregorios Peristera olan Hızır İlyas Manastırı eldeki verilere göre 752 yılında yaptırılmıştır. Konya yakınlarında bir adı Kriakon olan Hızır İlyas Kilisesi mevcuttur. Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı olan ve Osmanlılar döneminde Baladan adını taşıyan bugünkü Ceceli köyünün Meryemana mahallesinde Hızırilyas Manastırı‘nın varlığını belirlemekteyiz. Baladan köyü 2’si Müslüman ve 10’u Rum olmak üzere 12 mahalleden oluşuyordu. Diyarbakır’ın Ali Paşa Mahallesi’ndeki Surp Sarkis Kilisesi’nin diğer adı Hızır İlyas Kilisesi idi. Evliya Çelebi, bu kente yaptığı seyahatteki notlarında burada adı geçen kiliseden söz etmektedir. Bunlara ek olarak, Sinop’ta ve Hatay’ın Samandağ ilçesinde Hızır İlyas Türbesi ve Hızır Türbesi bulunmaktadır. İstanbul Edirnekapı’daki Rum Ortodoks Hagios Georgios Kilisesi Hızır İlyas Kilisesi adıyla da bilinmektedir. Bu kilise Dervişali Mahallesi’ndedir. Çok eski bir kilisedir ve zaman zaman yeniden yapılmış ya da tadilat görmüştür. Yine bu kilise, Aya Yorgi adını da taşımıştır. İstanbul Edirnekapı’daki sözünü ettiğimiz kilisenin tarihçesi konusunda bkz. Raymond Janin, “La Géographie Ecclésiastique de l’Empire Byzantin”, Paris 1953, s.77.  Ankara’nın merkez ilçelerinden Mamak’ta “Hızır İlyas Cami“si bulunmaktadır. Ankara yöresinde Kazan, Kızılcahamam ve Ayaş ilçe sınırlarının kesişim mevkisinde 1688 m. yükseklikteki Hızır Dağı‘nı fark ediyoruz. Kızılırmak’ın bir kolunun adı Hıdır Suyu‘dur. Öte yandan, Hıdır ve Hızır adlarının en yoğun olduğu yöre Tunceli ve çevresidir. Bununla birlikte, Hızır kültünün en güçlü bir şekilde yaşatıldığı bir alandır bu yöre.  Bu örneklemelerim de gösteriyor ki, Hızır İlyas kültü Anadolu halklarının en kayda değer ortak paydalarından biridir. Ayrıca, Küçük Asya’da  Hızır’lı ya da Hıdır’lı birçok yer adı bulunmaktadır. Orta Doğu’da başta Şam olmak üzere bir kısım kentlerde Hızır Makamı denilen mevkilerin varlığını biliyoruz. Samsun’a yaklaşık 30 km. mesafede Hızır Deresi akmaktadır. Tunceli’nin Mazgirt ilçesinin İsnis köyü yakınlarında Peri Suyu kenarında yerel halkın Nıgê Khızır (Hızır’ın Ayağı) dediği kaya parçasındaki ayak izini gözlemliyoruz. Muş’un Varto ilçesinde Hızır Çeşmesi vardır. Bu cümleden olarak, Bolu-Düzce’ye bağlı Hızırdere, Antalya-Kumluca’ya bağlı Hızırkâhya, Muğla-Datça’ya bağlı Hızırşah, Nevşehir-Kozaklı’ya bağlı Hızıruşağı adlı yerleşim yerlerinin varlığını belirlemekteyiz. Buna karşın ‘Hıdır’lı yer adları daha fazladır. Hıdır, Hıdırlık, Hıdırağa, Hıdırbaba, Hıdırlar, Hıdırlı, Hıdırlık, Hıdırköy, Hıdırdivanı (Divanıhıdır) bunlardan birkaçıdır. Hızır İlyas adı kimi zaman camilere de verilmiştir. “Semitik bir halk olan Akkadlıların mitolojilerinde Hasis-atra adıyla karşılaşırız. Bunun Atra-hasis adının ters çevrilmiş şekli olduğu söylenmektedir. Ancak, bana öyle geliyor ki, Hasis-atra adı bizzat Ziusudra’nın dönüşüme uğramış biçimidir. Çünkü, gerek Hasis-atra gerekse Ziusudra, Yunancaya uyarlanınca Xisitros olmuştur. Nitekim, İÖ. 280 yılında Babilli Berosus, Yunanca yazmış olduğu Babilistan ve Kalde Tarihi adlı eserinde, Nuh Tufanı’ndan söz ederken, Nuh’u Xisitros olarak Yunanlılara tanıtmıştır. İşte, burada geçen Xisitros, bizim Hızır olarak bildiğimiz kişidir. Bu bakımdan, Hızır ile Nuh da aynı kişinin değişik adlarıdır. Açıkçası, Hızır, Nuh’un ta kendisidir. Bu da Sumerlilerin Ziusudra’sıyla bağlantılıdır.” Bilal Aksoy, Çağdaş Bilimlerin Işığında Nuh’un Gemisi ve Tufan, 1987 Ankara, s.63-64; Hızır Kimdir  başlıklı bölümden aktardığım bu çalışmamda Hızır/Nuh, Nuh’un Gemisi, Tufan olayı vb. problemleri çözümlemeye çalıştım. Bu konulardaki ayrıntılı bilgiler için yukarıdaki kaynağa mürâcaat  edilebilir. “Hızır, Talmut’ta sular ve denizlerle ilgili olarak anlatılan İlya ile karıştırılmış, bundan dolayı da Hızır-İlyas, birleşik bir ad şeklinde söylenegelmiştir. Hıdırellez de bunlardan kaynaklanır. İlya, diğer adıyla Belya ya da Yelya, Grekçede Eliyas, İbranicede Elijah, Süryanicede İliya ya da İlya, Batı dillerinde Eliye, Arapçada  İlyas şeklinde anılmıştır.” Bilal Aksoy,  age. s.75.

 

                                                                                                                            Bilal  Aksoy               

                                                                                                                          10 Haziran 2016/Ankara