Harput Adı

         Hititler dönemine ilişkin Asur çivi yazılı tabletlerde Karpata olarak geçen yerin bugünkü Harput (Elazığ) olduğu belirlenmektedir. Kanımca Hititler döneminde de kar ön eki yaygın olarak khar/har biçimlerinde ifade ediliyordu. Zira, Hititler döneminde bir kısım dağların adı har ön ekiyle başlamaktadır. Söz gelimi, Harana, Harga, Hargud, Harhaia, Harii atiHarikkunduua, Harranaassa, Harsan-nassi dağ adları bunlar arasındadır. Harput, Bizans kaynaklarında Kharpote şeklinde yer almaktadır. Oysa, çok önceleri Urartulara ilişkin yazıtlarda KarpetiKarpert biçimleriyle dile getirilmiştir. Bunun yanı sıra, Bizanslılar zamanında Avrupalı tarihçilerce Quartapiert adıyla kaydedilmiştir. Bundan on dokuz yüzyıl önce Yunanlı coğrafyacı ve tarihçi Amasyalı Strabon, bugünkü Harput‘tan Karkathiokerta olarak söz etmektedir. Hititler zamanından bu yana kullanılan Karpata adı, kar (taş) ve pat/pét (sağlam) sözlerinden oluşmaktadır ve ‘sağlam taş’ karşılığında belirtilmiştir. Eski Kürtçede kar ‘taş’ demekti. Sumercede kar ise ‘hisar, kale’ oluşu  vurguluyordu. Harput‘un bir kale kent oluşu aradaki ilişkiyi desteklemektedir. Kürtçede ‘sağlam’ karşılığında pêt sözü kullanılmaktadır. Bununla birlikte, Ermenilerce ifade edilen Harpert adında har (taş,tepe,dağ) ve pert (kale) sözleri bulunmaktadır. Ermenicede hem kert hem de pert sözleri ‘kale, hisar’ olarak biliniyordu. Buna karşılık,  Farsçada  da har (sert taş, kaya) sözüyle karşılaşılıyordu. Harput, yüksek bir tepede yer alan kalesiyle ünlü idi. ‘Tepe kale’ karşılığındaki Harpert adı, zamanla Harpet ve Harput şekillerine bürünmüştür. Grekler bu kente Kharpote diyorlardı. Araplarca Hartabird, Harpurt olarak ifade edilirken XVII. yüzyıl sonrasında  –bird/-purt son ekindeki  ‘r‘ harfinin düşmesiyle bugünkü  Harput adı ortaya çıkmıştır. Öte yandan, Harput‘un bir yüksek tepede kurulu bulunması aşağıdaki sözlerle ilişkiyi haklı kılmaktadır. Zendce hara, Pehlevice har, Eski Farsça ara, Farsça ser/sar, Ermenice sar, Sumerce ur, Kıptice hur/hır, İbranice har sözleri ‘tepe, doruk’ gibi içeriklere sahiptir.  Harpert adının ‘doruk kale’ karşılığında kullanıldığını söyleyebiliriz. Bu açıdan, ‘doruk’ ve ‘taş’ karşılığındaki sözler de bir yerde özdeşleşmiş gibi görünmektedir. Küçük Asya’nın bir kısım dillerinde kar sözü ‘tepe, doruk’ demekti. Böylece, Harput adının yukarıda açıkladığım sözlere istinaden ifade edildiği anlaşılmaktadır.

Bilal  Aksoy             

8 Ocak 1985/Ankara