Çayyolu’nun Eski Adı
Kutuğun Adının Kökeni

 

Bilal  Aksoy     

28 Mart 2019     

         Ankara’nın Çankaya ilçesine bağlı Çayyolu köyünün eski adı Kutugun idi. Bir kısım resmi kayıtlarda Kutugün şeklinde yazılmıştır. Yerel halk, yaygın olarak Kutuğun diye telaffuz etmiştir. Günümüzde Çayyolu köyünün de içinde yer aldığı mahalleye Çayyolu Mahallesi denilmekle birlikte, bu mahallenin de içinde yer aldığı birkaç mahalleden oluşan semte genel olarak Çayyolu denilmektedir. Çayyolu köyü, tepelerin arasında kuytu bir yerde kuruludur. Kutugün adı, daha önceleri Kutugun ve Kutuğun şekilleriyle biliniyordu. Bununla birlikte, bu yer adına dair daha farklı telaffuzların olduğu görülmektedir. Nitekim, kimi kaynaklarda Kutugin, Kutuğin, Kutgün yazılışlarıyla da karşılaşılmaktadır. Bu yazılışların bir kısmının sehven ya da bilerek Türkçede kullanılan sözcüklere uyarlama çabalarının neticesi olduğunu söyleyebiliriz. Kutugun adının, Rumca kuytu (<koiti: ‘dere yatağı’) ve gon (<goni: ‘köşe, kıvrım’) sözcüklerine dayanılarak Kuytugon ve zamanla Kutugun olarak ifade edilmiş olduğu görüşündeyim. Bu açıdan ‘dere yatağı kıvrımı’, ‘kuytu köşe’ gibi karşılıklarda Kutugun adının kullanıldığını, bu ülkeye gelen Oğuz boylarının bu adı Kutuğun şeklinde telaffuz ettiklerini düşünüyorum. İzmir’in Balçova ilçesindeki Poligon deresine Rumlarca ‘çok kıvrımlı’ karşılığında Poligon denilmiştir. Poligon deresi yatağı adına uygun olarak oldukça kıvrımlıdır. Kuytu sözcüğü, Yunanca, Farsça, Kürtçe, Arapça ve Türkçede kullanılan kutu sözcüğüyle de bağlantılıdır. Bu dillerdeki kutu ya da kuytu sözcüklerinin kökeninin de Eski İrani Diller olduğu görüşündeyim. Bu açıdan, Eski Yunancaya da Eski Kuzey Batı İrani Dillerden intikal etmiş olduğunu sanıyorum. Bu yöndeki belirlememi, aşağıda üçüncü paragrafta belirteceğim İran coğrafyasındaki kutu ön ekli yer adlarıyla birleştirerek desteklemekteyim.

          Önceleri Yenimahalle ilçesine bağlı iken yakın zamanlarda Çankaya ilçesine bağlanan bugünkü Çayyolu köyü, eski adı olan Kutugun‘u, Kutugun Deresi/Kutugun Çayı‘ndan almış olması mümkündür. Bununla birlikte, adı geçen köyün topoğrafik konumu da kutu ya da kuytu sözcüklerine özgü bir durumdadır. Eski Yunanca koiti (dere yatağı) sözcüğü, Türkçede ‘ıssız ve korunaklı yer’ karşılığında kullanılmıştır. Yerel halkın anlatımlarına göre, yakın zamanlara kadar Kutuğun Çayı’nda balık avlanıyormuş. Kutuğun Çayı bu köyün bulunduğu yerde bir kıvrım yaparak bugünkü Çayyolu metro istasyonu yönünde akarak ilerliyordu. Macun Deresi gibi Kutuğun Deresi diye de bilinen Kutuğun Çayı,  Engürü Çayı’na karışıyor. Engürü Çayı, Sincan’ın batı yönünde Çağlayan kasabası yakınlarında Sakarya Nehri’yle birleşmektedir. Kutuğun Çayı, bu köyün olduğu yerde ve daha birçok yerinde ‘köşe ya da kıvrım’ (= Yunanca gonia > Türkçe gönye) yaparak akmaktadır. Bu bağlamda, Rumca koiti (dere yatağı) ve gonia (köşe) sözcüklerine istinaden ‘kıvrımlı dere, kuytu köşe’ karşılığındaki Koitigonia/Koitigon ifadesinden Kutugun şekline varıldığı, bunun da yerel telaffuzuyla Kutuğun olarak dile getirilmiş olduğu görüşündeyim. Adı geçen köy mü buradaki akarsuya adını vermiş, yoksa akarsu mu bu köye adını vermiş diye düşünülebilir. Tarihsel süreç içinde yerleşim yerlerinin ‘dere yatağı, tepe, ova, göl kıyısı, vb.’ konumlarına özgü olarak adlandırılmış oldukları gerçeğinden hareketle, Kutuğun köyünün Kutuğun Deresi‘nin yatağında kurulu bulunuşundan dolayı aynı adı almış olduğu kanısına varıyorum. Yerel halkın telaffuzuyla Kutuğun, yeni adıyla Çayyolu 1980’lerden itibaren başlayan yapılaşmaların ve yerleşimlerin mekânı olmuştur. Bu yapılaşmalar, 1990 sonrası giderek ivme kazanmış ve Çayyolu (Kutuğun), Ankara’nın en cazibe semti haline gelmiştir. Bu bağlamda, Çayyolu köyü ve batısına doğru uzanan semte de Çayyolu denilmiştir. Bugünkü Çayyolu köyü, 1940’lı yıllarda Ankara merkeze bağlı Etimesgut bucağının Kutuğun köyü idi.1 Aynı yıllarda, başka yörelerde Kutuğun adlı yerleşim yerleri bulunuyordu. Söz gelimi, yine o yıllarda Çorum’un İskilip ilçesi Alagöz bucağına bağlı Derekutuğun2 ve Tepekutuğun3 köyleri biliniyordu. Günümüzde bu köyler, aynı adlarla Çorum’un Bayat ilçesine bağlı bulunmaktadır. Tepekutuğun ve Derekutuğun köylerinin topoğrafik yapısı incelendiğinde Ankara’daki Kutuğun köyü ile aynı konumda oldukları, dik vadilerin içinde kurulu bulundukları görülecektir. Bu nedenle, Kutugun (>Kutuğunadının kullanılmış olduğu anlaşılmaktadır. Günümüzde, Ankara’nın Çankaya ilçesine bağlı olan Çayyolu mahallesinin merkezi yerleşimi, 1530 tarihli Osmanlı kayıtlarında Kutugin adıyla belirtilmiştir4. Yine 1530 yılında bir başka Osmanlı kayıtlarını içeren defterde, Çorumlu Livâsı İskilip nahiyesine bağlı Kutiğin5 köyü belirtilmektedir ki bu köyün bugünkü Derekutuğun ve Tepekutuğun köylerini ifade ettiği görüşündeyim. Öte yanda, Ankara’nın Çubuk ilçesine bağlı Kutuören köyü de topoğrafik olarak kuytu bir konumdadır.  Çubuk ilçesinin Kutuören köyü önceleri Kutuviran adını taşıyordu.6 1781-1782 tarihli Ankara Şer’iyye Sicilinde “Kasaba-i Süflâ ve Bacı Nahiyesi’ne Tabi Karyeler” arasında Kutgün7 adıyla aktarılan yerleşim yerinin bugünkü Çayyolu olduğunu anlıyoruz. 1950’li yıllarda Kutuğun adıyla bilinen bugünkü Çayyolu, İçişleri Bakanlığı’nın 1968 yılına ilişkin “Köylerimiz” adlı yayınında “Çayyolu” resmi adıyla belirtilmiştir. Adı geçen yayında, aynı yerleşim yerinin eski adı karşılığında “Kutugün” yazılmıştır8. Eski adı olarak, Kutugün yazılışı “Köylerimiz 1981” kitabında da tekrarlanmıştır9. Milli Savunma Bakanlığı Harita Genel Müdürlüğü tarafından 1977’de yayımlanan “Yeni Türkiye Atlası”nda bu köyün adı Çayyolu olarak belirtilmesine karşın, aynı atlasta bugünkü Beytepe’nin eski adı olan Lodumu yerine Lodumlu yazılmıştır10. Buna karşın, Türk Ansiklopedisi “Ankara” maddesindeki Ankara haritasında Kutugun11  adıyla yazılı olduğu görülmektedir. Ankara çevresinde bir başka ‘kutu’ ön ekli yer adıyla karşılaşılmaktadır. Günümüzde Ankara’nın Çubuk ilçesine bağlı Kutuören mahallesi bu açıdan örneklenebilir. 1950’li yıllarda ziraat havzası olarak bilinen Kutuğun (Çayyolu) çevresi üzerine zirai havza açısından yazılmış bir de makale mevcuttur12Çayyolu (Kutugun) köyünün takriben 1,5 km güneybatısındaki Çayyolu Höyüğünde yapılan kazılarda birtakım tarihsel araç gereçlerle karşılaşılmıştır.

            Aslında yaşadığımız coğrafyada ‘kutu’lu yer adlarına başka örnekler de verilebilir. Bunlardan biri de Tunceli yöresindeki Kutu Deresi’dir. Tunceli’nin Pülümür ilçesi dolaylarında başta Zel dağı olmak üzere yüksek dağların arasında kıvrılarak akan büyük bir akarsu ve derin vadilerine Kutu Deresi denmiştir. Dere denilmekle birlikte, dereden büyük bir akarsudur ve Munzur nehrinin en büyük koludur. Kutu sözcüğü Farsça ķuti ve Yunanca kuti diye ifade edilmiştir. Arapçada kutû sözcüğü ‘bir yoldan ya da akarsudan geçme; geçit yeri’ karşılığında da bilinmektedir. Bu sözcükler, etimolojik açıdan ortak kökene dayanmış olmalıdırlar. Ayrıca, Amasya’nın Göynücek ilçesi Gediksaray’ına bağlı Kutu köyü ile karşılaşıyoruz13. Bununla birlikte, 1940’lı yıllarda Kastamonu’nun Cide, Seyhan’ın Saimbeyli ve Amasya’nın merkez ilçelerine bağlı Kutu adlı yerleşim yerleri bulunuyordu14. Aynı yıllarda Erzurum’un Narman ilçesine bağlı Kutumar ile Van’ın Çatak ilçesine bağlı Kutuvan köyleri kayıtlı idi.15 Gerek kutu ve kuti ve gerekse Kutugün adlarıyla ilişkili olarak belirttiğim kuytu sözcüğünün içerik ve tarihsellik açısından aynı kökene dayanmış olduklarını sanıyorum. Deylemi toplulukların bir kısım yer adlarını Kuzey İran’dan bu topraklara taşımış olabileceğini olası görmekteyim. Bununla birlikte, Dersim/Tunceli yöresindeki bir kısım yer adlarının milat öncesinden günümüze intikal eden Eski İranî halkların dillerinden kaldığı unutulmamalıdır. ‘Kutu’lu yer adlarıyla bağlantılı olarak günümüz İran’ında da kutu ya da sözcüğün farklı telaffuzuna dayanan yer adlarıyla karşılaşmaktayız. Söz gelimi, İran’da Hazar Denizi’nin güneyinde Qazvin yöresinde Kuturge vadisi, Güney İran’da Bender’abbas yöresinde Xarkutu vadisi, Xoy yöresinde Kutuvel, Kerman yöresinde Çar-é Golikutu deresi, Belucistan yöresinde Kuturi ve Kutur akarsu yatağı, Kerman yöresinde Kamarkuti vadisi bulunmaktadır. Aynı coğrafyada bir kısım vadi yanı başında uzanan dağlardan da benzeri adlar alanlar mevcuttur. Mazandaran yöresinde Baskuti, Siyahkuti, Belucistan yöresinde Kuti, Kerman yöresinde Tal-é Kuti, Gilan yöresinde Maskuti bunlar arasındadır. Mazandaran (Mazenderan) yöresindeki Kutisar köyü ile birer yöre adı olan Darz-é Kuti, Saqozkuti bu açıdan birer örnektirler.

         Günümüzde Adana’nın Kozan ilçesine bağlı bir mahalle Kuytucak adıyla bilinmektedir. Bu yer adındaki kuytu ön eki, Yunanca khoite (deniz kıyısında karaya girintili yer) ya da koiti (dere yatağı) sözcüklerinden kaynaklanmaktadır.  Bu sözcük, geniş içerikli olarak ‘ıssız yer’, ‘güneşi almayan ya da uğrak olmayan yer’ler için de kullanılmaktadır. Ayrıca, Ardahan’ın Göle ilçesine bağlı Şekiköy’ün adı değiştirilerek Kuytuca adı verilmiştir. Tokat’ın Turhal ilçesine bağlı bir köy Kuytul adını taşımaktadır. Bingöl’ün Yedisu ilçesinin Kabayel, Elazığ’ın Arıcak ilçesinin Karataş, Siirt’in merkez ilçesinin İnkapı köylerine bağlı Kuytuca; Düzce’nin Kaynaşlı ilçesinin Muratbey köyüne bağlı Kuytuk adlı yerleşim yerleri bulunmaktadır. 

      Tüm bu saydığım ‘kutu’lu ya da ‘kuytu’lu yer adlarının etimolojik açıdan aynı kökenden kaynaklanmış oldukları görüşündeyim. İnsanoğlunun tarih boyunca bulunduğu yerlere ya da yerleşim yerlerine genel olarak topoğrafik açıdan adlandırma yaptıklarına tanık olmaktayız.

KAYNAKÇA

(1) Türkiye’de Meskûn Yerler Kılavuzu, C. II, İçişleri Bakanlığı Yay., Ankara 1947, s.766.

(2) Türkiye’de Meskûn Yerler Kılavuzu, C.I, İçişleri Bakanlığı Yay., Ankara 1946, s.315.

(3) age, C.II, s.1058.

(4)438 Numaralı Muhâsebe-i Vilâyet-i Anadolu Defteri (937/1530)”, T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Yayın Nu:13, Ankara 1993, s.354.

(5)387 Numaralı Muhâsebe-i Vilâyet-i Karaman ve Rûm Defteri (937/1530)”, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Yay., nu: 36, Ankara 1997,s.413.

(6)Köylerimiz 1981”, İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü Yay., Yenigün Matbaası, Ankara 1982, s.398.

(7) Asuman Uzun, “H.1195-1196/M.1781-1782 Tarihli Şer’iyye Siciline Göre Ankara”, Tarihte Ankara Uluslararası Sempozyumu Bildiriler 25-26 Ekim 2011, C.I, edit. Prof. Dr. Yılmaz Kurt, Ankara 2012, s. 420.

(8)Köylerimiz. 1 Mart 1968’e kadar”, İçişleri Bakanlığı İller İdaresi Genel Müdürlüğü, Başbakanlık Basımevi, Ankara 1968, s.142.

(9)Köylerimiz 1981”, s.725.

(10) Yeni Türkiye Atlası”, Milli Savunma Bakanlığı Harita Genel Müdürlüğü, Ankara 1977, Çayyolu=341-A, E:35.53-B:32.42.

(11) Türk Ansiklopedisi, C.3, “Ankara” maddesi Ankara haritası

(12) Ali Balaban, “Ankara, Kutuğun Zirai Havzası Mansap Kesimindeki Arazinin Taşkın Zararlardan Korunması Üzerine Bir Araştırma”, AÜ. Zir.Fak. Yıllığı, C.II, S.4, s.891-909.

(13)Köylerimiz. 1 Mart 1968’e kadar”, s.392.

(14)Türkiye’de Meskûn Yerler Kılavuzu”, C.II, s.765.

(15) age, C.II, s.766.