Çocuk Bu Meçhul

 

        Anneler!  Babalar! Sizlere sesleniyorum. Bu çocuklar, bu gençler sizin çocuklarınız; sizin gençleriniz. Daha doğmamış yavrularınız gibi sizin kanınızı taşıyorlar. Her birinin kendine özgü sorunları var. O sorunlar ki, daha hiç el değmemiş, çözülmemiş.

             Eğer ailede mutsuz bir kuşak yetişirse, bundan büyük ölçüde sizin payınız olacaktır. Onları şimdiden anlayışla karşılamanız gerekir.

        Ben, toplumumuzun manevi değerlerini bir yana atalım demiyorum. Başka toplumlara özenelim de demiyorum. Fakat, eğer sağlıklı bir kuşak yetiştirmek istiyorsak, bilimin verilerinden ve sonuçlarından da yararlanmak zorundayız. Artık ilkel bir eğitim sistemi çok gerilerde kalmıştır. Çocuklarınıza korkutucu davranarak sonuç alacağınızı umuyorsanız, büyük bir yanılgı içerisindesiniz. Her yerde olduğu gibi ailede de disiplin ve otorite zorunludur. Ama bunlar karşılıklı sevgi ve saygı temeline dayanmalıdır. Yoksa, o aile içi kof bir ağaca benzer. Gün olur çocuk artık buyruk dinlemez olur, isyan eder. O nedenle çocuklarınızı anlamalı, onları kendinize yabancılaştırmamalısınız.

        Bir de şu var ki, sizler ne denli çocuklarınıza sevecen yaklaşırsanız onlar da içinde yaşadıkları toplumla o ölçüde bütünleşirler. Sosyo-ekonomik koşulların getirdiği sınırlamalarla belki de istenilen ölçüde özveride bulunamıyorsunuz. Ama, buna rağmen yine de çocuklarınıza göstereceğiniz en basit bir ilgi ve sorunlarına ortak olma girişiminiz yeri doldurulmayacak faydalara yol açacaktır. Nasıl ki, en küçük delikler büyükçe vapurları batırmaya yetiyorsa, sizlerin de az da olsa ilgisiz davranmanız çocuklarınızın geleceğini gölgeleyecektir.

        Gerçi kuşaklar arasında farklılıklar olacaktır. Bu bir yerde sosyal tarihin doğal evrimidir. Ve o eski mavalı yinelemeyiniz artık…”Biz sizin yaşınızdayken şöyleydik”; “Biz böyle büyüdük” vb. Oysa, sizler çocuklarınızdan   ayrı zaman dilimlerinin ve sosyal biçimlenişlerin  ürünüsünüz. Elmalarla armutları  toplamak nasıl mümkün değilse, birbirinden ayrı kuşakların insanlarını aynı davranışlar içerisinde görmek istemek büyük bir yanılgı olur.

        Örneğin, sizler genellikle çocukluğunuzda günümüzdeki oyuncaklarla oynamadınız; daha güç koşullar altında yetiştiniz. Bunların eksikliğini kendiniz de duymadınız mı? Aynısını onlara da tattırmak doğru sayılır mı? Bana öyle geliyor ki, bugünün sorunlarını düne göre çözmek verimli olmayacaktır.

        Aile ile çocuk ilişkisi her toplumda başlı başına   bir sorun teşkil eder. Her anne ya da baba ihmal edeceği yavrusuyla, toplumun geleceğine zararlı olabilecek bir bitki yetiştirdiğini varsaymalıdır. Her çocuk ya da genç sevgi ve saygı açısından işleyeceği hataların hoş görülemez suçlar olacağını vicdanında duydukça sadece aile için değil, toplum için gelecek daha aydınlık ve mutlu olur.

Bilal  Aksoy               

12 Kasım 1982/Antalya