Ergani Adı Üzerine

    Yer adlarına karşı ilgim, Anado­lu kültürüne duyduğum içten bağlılıktan kaynaklandı. Kimler gelip geçti bu topraklarda?.. Bizlere ne gibi miraslar bıraktılar?.. Bizler bu miraslara sadık kalıyor muyuz? Tüm bu ve buna benzer sorular ben­liğimizi sarmadıkça yurtsever oldu­ğumuzu öne süremeyiz. Yurtseverlik demek ırkçı veya şovenist olmak de­ğildir. Bu topraklarda yaşayan her halk katmanına, onların uygarlıkla­rına, binbir cefa ile ve göz nuru – alın teri ile yarattıkları kültürlerine say­gı duymaktır. Anadolu HAK şairle­rinin deyimiyle ‘yetmiş iki millet’e sevgiyle yaklaşım göstermek gerekir. Bunlar, oturdukları, barındıkları yer­lere kendi dillerinden adlar vermiş­ler; bu adların çoğunluğu günümüze kadar varlığını ya tamamen koru­muş ya da kısmen değişime uğrayıp sürdüregelmiştir. Bu cümleden ola­rak, bu yazımızda Ergani adı üzerin­de duracağız.

    Ergani, Osmanlı İmparatorluğu­na dair yazılmış olan —özellikle Ba­tılı— kaynaklarda ‘Arghana’, “Ara­ghini’ şekillerinde yer almaktadır. Yöre halkınca  ‘Erğıni’, ‘Erğani’ ola­rak telaffuz edilmektedir. Benim ka­nımca, bu yörede maden çıkanımı Urartu dönemine dek uzanır. Dolayısıyla, Ergani adının Arghini olarak da ifade edilmesi, yukarıdaki görü­nümü açık bir surette desteklemekte­dir. Çünkü. Urartularda yer adlan genellikle ‘hini’ / ‘hinili’ gibi son eklerle bitmektedir. Karşılığı da «yer, mahal, belde» demektir. Urartular zamanından beri kullanılmakta olan ‘hini’ / ‘hinili’ gibi kelimeler bölgede otokton olarak yaşamakta bulunan halkın diline de yansımıştır. Böylece, Kürtçedeki hani Farsçada hane ol­muş bu şekliyle Osmanlıcaya intikal etmiştir. Günlük dilde kullandığımız ‘darphane’, ‘hastahane’, ‘meyhane’ , ‘kıraathane’, ‘kütüphane’ gibi kelime­lerde hep adı geçen ‘hini’ son eki saklıdır.

    Öte yandan, eski Anadolu dille­rinde karşılaştığımız arg kelimesi, özellikle gümüş karşılığında olmak­la birlikte, genel olarak maden ve diğer metaller anlamında kullanılagelmiştir. Nitekim, Eski Yunancada arguros, arguon, arguo gibi şekiller­de kullanılarak, gümüş veya beyaz, parlak nesneler için de dile getiril­miştir. Malatya’nın Arguvan ilçesi­nin adını da bu bağlamda değerlen­direbiliriz. ‘Van’ soneki. Ermenicedeki ‘avan’ (yer. mahal, ikâmetgâh, belde vb.) kelimesinden gelmektedir. Bunun yanında, Eski Yuııancada argilos, Latincede argila ve Fransızcada argile kelimeleri maden karışımı top­rak veya beyaz toprak kar­şılığında ifade edilmiştir. Arg ile başlayan yer adları böylece tarihin gerilerine doğru gider. Sözgelimi, Arjantin adı Latince argentum (gü­müş) ’dan kaynaklanır. Bu ve buna benzer birçok örnek sıralayabiliriz.

    Bizim bugün Gümüşhane olarak telaffuz ettiğimiz kentin adı İlk çağda Argilopolis / Argiropolis (gümüş şehri) gibi ifadelerle anılmakta idi.

    Bugünkü Fransızcada argect (gümüş, para), Le Grand Argentier (Maliye Bakanı) de para işlerinden sorumlu tutulan bakandır. Yine Fransızcada argentine (berrak, pırıl pırıl madenin parlaması) de aynı ilişkiye vesile olmaktadır.

    Sonuç itibariyle, bugünkü Erga­ni adına temel teşkil eden Arghini yer adı maden yeri anlamına gelmek­tedir. Ergani yakınlarında bulunan ve bugün Elâzığ‘a bağlı bir ilçe olan Maden’de çok eski zamanlardan bu yana bakır madeni çıkarılmaktadır. Bir zamanlar Bakır Madeni olarak da söylenegelen Maden ilçesi eski çağ­larda Ergani (Arghini) eyaleti için­de yer almakta idi. Dolayısıyla, Arghini veya Arghana adı işbu bakır ma­denine izafeten dile getirilmiştir kanısındayım. Bu birleşik yer adında son eki oluşturan ‘hini’ / ‘hani’ gibi kelimeler-ki ikâmetgâh, yer, mahal anlamlarına bürünmektedir – Diyar­bakır’ın bugünkü Hani ilçesinin adı­na da temel teşkil etmiştir.

    Olanaklarım elverdikçe bundan böyle Çaba okurlarına diğer birtakım yer adlarını değerlendirerek sunaca­ğım.

Bilal  Aksoy                      

  Çaba, Sayı:8 (Mart-Nisan), 1989