Elazığ Adı

       Harput  valisi Ahmet İzzed Paşa zamanında Harput adı, Mamuret’ül-Aziz adıyla kullanılmaya başlandı. Sultan Abdülaziz‘in tahta çıkışının beşinci yıldönümünde Harput Vilayeti İdare Meclisi üyeleri bir dilekçe ile valiliğe başvurdular. Bu dilekçe, Harput valisi Ahmed İzzed Paşa’nın da onayıyla 10 Ramazan 1283 gün ve 7 sayılı tezkere ile sadarete gönderildi. 7 Şevval 1283 tarihli sadaret tezkeresi üzerine ertesi gün Osmanlı padişahı Sultan Abdülaziz‘in adına izafeten Mamuret’ül-Aziz adı kullanılmaya başlandı. Sonraları bu ad kısaca ElAziz olarak ifade edildi. Sultan Abdülaziz Batılılaşma ve çağdaşlaşma yolunda birçok reforma öncülük yapmıştır. Medrese öğrencilerinin ve Harbiyelilerin gösterilerinin akabinde 30 Mayıs 1876 darbesiyle tahttan indirilmiş ve 4 Haziran 1876’da 46 yaşında gözaltında kanlar içinde ölü bulunmuştur. Sultan Abdülaziz’in bu mel’ûn darbeyle hayatına son verilmesinden sonra da kullandığımız Elaziz ve akabinde Elazığ adlarında bu maktûl  padişahın anısı yaşatılmaktadır. Mustafa Kemal’in 1937 Kasımında  El-Aziz‘e yaptığı gezide, Halkevinde kurulan sofradaki söyleşi esnasında El-Aziz adı El-Azık‘a çevrildi. Mustafa Kemal, Hititçedeki aynı anlamı taşıyan söze dayanarak bu adı daha uygun buldu. Gerçekten de Hititçe kaynakları bizzat incelediğimde azzik(k)ela, azzi-kizzi, azzikanzi gibi azzikle başlayan sözler ‘yemek’ karşılığında bilinmekte ve dolayısıyla bugün azık şeklinde ifade ettiğimiz söze temel oluşturmaktadır. Buna benzer, Göktürkçe  azuk sözü ‘azık, gıda, yiyecek’ karşılığındadır. Hititçeden miras olarak bu sözün Göktürklere de intikal etmiş olması olasıdır.    Sonraları El-Azık adının telaffuzundaki güçlükler gerekçe gösterilerek, Mustafa Kemal’in önerisiyle ve Bakanlar Kurulunun 10 Aralık 1937 tarihli kararıyla Elazık adı Elazığ‘a dönüştürüldü. Bugünkü Elazığ kentinin kurulu bulunduğu yerin yakınında Agvat Mezreası bulunuyordu. Yeni Elazığ kentinin bulunduğu mevki Osmanlılar döneminde Mezra olarak anılıyordu.

Bilal  Aksoy                 

4 Mayıs 1984/Ankara